Fransız Mitolojisi Mitoloji

Gnome

GNOME Rönesans Avrupası’nda orman, dağlar ve su kaynakları civarında yaşadıklarına inanılan küçük iblislere verilen isim olup, Yunanca genomoi “yeryüzü sakinleri” veya gnome “anlayış” kelimeleriyle ilgili olduğu sanılmaktadır. Gnome kelimesi ilk olarak İsviçreli simyacı Paracelsus tarafından 16. Yüzyılda kullanılmış, kısa zamanda diğer yazarlarca da benimsenmiştir. Gnomların çeşitli yazarlarca her seferinde yeniden yorumlanan özelliklerini kesin sınırlarıyla tanımlamak zor olsa da genellikle yeraltında yaşayan küçük insanımsı yaratıklar olarak tanımlanmışlardır.

Gnome Nedir?

Gnomlar daha çok madenlerin koruyucusu yeraltı cinlerine olarak görülmüş, daha iyi huylu ve çalışkan cüceler olmalarına rağmen çoğu kez yanlışlıkla goblinlerle karıştırılmışlardır. Yüzlerce yıl yaşayabilen nispeten şirin bir görünüme sahip olan gnomlar vejetaryen karakterli olup, insanlarla iletişim kurduklarına hatta cinsel ilişkiye girebildiklerine dair pek çok öykü bulunmaktadır.  Grimm Kardeşler’in masallarında gnomlar yeraltında saklı hazineleri koruyan, şişman ve yaşlı cüceler olarak tasvir edilmiştir. Paracelsus’un gnome kelimesini pigme anlamında kullandığı bilinmekteyse de Antik Anadolu halkı Khalibler veya Alman folklorundaki cüceler gibi madenci halkların varlıklarından da ilham almış olmalıdır. Ayrıca Avrupa folklorunda Prusya’da Kaukis, Fransa ve İsviçre’de Barbegazi, İzlanda’da Vaettir adlarıyla bilinen gnome varyantları bulunmaktaydı.

Bahçe Cüceleri

Gnome heykellerini bahçe aksesuarı olarak ilk kullanan Sir Charles İsham (İngiltere, 1847) olup, günümüzde özellikle ABD’de uygulanan yaygın bir geleneğin öncüsü olmuştur.

BARBEGAZİ

Barbegazi, Fransa ile İsviçre arasındaki dağlık bölgede yaşayan küçük ve utangaç yaratıkların adı olup bir çeşit cüce veya gnomların varyantlarıdırlar. Fransızca ‘barbe glacée’ (donmuş sakal) olarak da bilinen bu yaratıklar karda rahat yürüyebilmeleri için büyük ayaklara sahip olup mağara ve tünellerde yaşar. Yaz mevsimini mağaralarında uyuyarak geçirir ve sıcaklık 0 ° C’nin altına indiğinde dışarı çıkarlar. Düşen çığların üzerine binmekten hoşlanır, koca ayaklarıyla kar birikintilerini kazarak tüneller açarlar. Çığ düşerken insanları uyarır, çığ altında kalan insanlara yardım ederler. Saçları buz saçakları gibi donmuş olup, ihtiyaç anında kendilerini hemencecik karın içine gömerek saklanırlar.

Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016